Bir kültür vahası: Mersin Lisesi

Mithat Fabian Sözmen

Bir lise, bir kentin çehresini değiştirip kabuğunu kırmasını sağlayabilir mi? Bugün bu soruya olumlu bir yanıt vermek için hayalci olmak gerekir ancak Mersin Lisesi’nin ya da 1963’ten beri kullandığı adıyla Tevfik Sırrı Gür Lisesi’nin kuruluşuyla birlikte kent için üstlendiği işlev tam olarak buydu. Kültürhane Yumuktepe Sohbetleri’nde Ziya Aykın’ın konuğu olarak Mersin Lisesi’ni anlatan Ülker Arıkan, Ali Kayadelen, Metin Erten, Vahap Kokulu, İrfan Tümer gibi mezunlar, okullarının akademik niteliğinin yanı sıra Mersin’in sosyal yaşantısını derinden etkileyen kültürel ve sportif başarılarına dikkat çekti.

1930’larda Mersin ekonomik olarak hızla gelişen ancak kentin kurucu unsurlarının bir bölümünü yitirmiş olmanın verdiği kültürel zararın henüz üstesinden gelememiş bir şehirdi. Bunu aşabilmek için başta 1943’te ikinci kez göreve gelen Vali Tevfik Sırrı Gür olmak üzere kentin ileri gelenleri bir lisenin kurulmasının şart olduğunun altını çiziyordu ve nihayet Ankara’nın ikna edilmesiyle Mersin Lisesi 1945/46 eğitim-öğretim yılı itibarıyla tarih sahnesindeki yerini aldı.

Mersin Liselileri Derneği Başkanı Ülker Arıkan’ın “kültür vahası” olarak tanımladığı lisenin kuruluşu hem Mersinliler hem de kentin ilçelerinde yaşayanlar için büyük bir şans oldu. Bu olanağın meyveleri hızlıca toplandı.

Şehrin Radyosu

“Mersin Lisesi’nde geçen günlerim her birini hatırlayacağım kadar önemli” diyen avukat, operacı Metin Erten, ortaokulda katıldığı Hikmet Hazar idaresindeki koroda sanki kendilerine hiç de yabancı değilmiş gibi Bach, Beethoven söyler hale geldiklerini anlatıyor. Keza iktisatçı ve korist Vahap Kokulu da klasik müziği ilk kez Mersin Lisesi’nde duyduğunu söylüyor. Sadece öğrenciler duymuyor tabii, kentin göbeğindeki olağanüstü konumuyla aslında öğlenleri adeta bir radyo gibi tüm şehre müzik yayını yapıyor Mersin Lisesi. 

Akkahve, Lisenin Ürünüydü

Mersin Lisesi deyince edebiyattan da bahsetmek gerek çünkü İrfan Tümer’in altını çizdiği gibi Halkevleri’nin kapatılması sonrası ortaya çıkan Akkahve akımı Mersin Liselilerin ürünüdür. Metin Erten, “okuldan kaçtığımızda Akkahve’ye giderdik ve bunu herkes bilirdi. Orada şiirlerimizi okur ve Akkahve’nin sanatçıları yazdıklarımızı eleştirirdi” diyor.

Mersin Sporunun Beşiği

Peki ya spor? 1960’larla birlikte atletizmde ülkenin üç büyüğünden biri olan Mersin takımının beyinleri Seyfi Alanya ve Hasan Tekin’in sporcu havuzu bizzat lisedir. Mersin’de futbol, basketbol ve atletizmin tarihine dair içinde Mersin Lisesi’nin bulunmadığı bir cümle kurmak güçtür. Keza Ali Kayadelen’in anlattığı etkileyici izcilik deneyimi… Burada yerimiz dar ama mutlaka sayfadaki karekoddan programın video yayınını izleyin derim.

Hakkını Arayan Gençlik

Bitmedi! Mersin Lisesi aynı zamanda hakkını aramaktan çekinmeyen, sosyal konulara duyarlı bir kuşağın yetişmesinde rol oynamıştır. Ali Kayadelen’in verdiği “Türkiye çapında liselerde ilk öğrenci derneği Mersin Lisesi’nde kurulmuştur” bilgisine İrfan Tümer’in şu notlarını eklemek lazım: “1960 yılında 19 Mayıs törenleri yasaklandı. Buna tepki olarak Hilmi Turan ve Oya Tezel(Araslı) öncülüğünde yasa dışı bir gösteri yapıldı, Atatürk Anıtı’nın önünde bayramın yasaklanmasına tepki olarak Gençliğe Hitabe okundu. İkinci olarak 1967’de eğitim sistemindeki değişikliğe karşı Türkiye’de ilk defa 7 günlük boykot Tevfik Sırrı Gür Lisesi’nde hayata geçirildi. Boykot tüm Türkiye’ye yayılınca yönetmelik değiştirildi.”

Ezcümle Mersin Lisesi sadece akademik ya da kültür ve spor açısından değil sosyal bakımdan da kentin önemli aktörlerinden biriydi. Zaten hayatı öğretmeyen, çevresini olumlu yönde dönüştürmeyen bir okul, ne kadar okuldur…

Bu yazı menü/dergimizin Temmuz sayısında yayımlanmıştır. Derginin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Related

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *