Mithat Fabian SÖZMEN
Ziya Aykın’ın hazırladığı Yumuktepe Kent Sohbetleri, koronavirüs salgınının getirdiği izolasyon koşullarındaki ilk programını Aydın Sevim’le Mersin sinemaları üzerine yaptı. Kültürhane’deki etkinliklerin destekçi ve müdavimlerinin de yer aldığı internet üzerinden yapılan bağlantıya konuklar da katkı verdi.
Mersin’in sosyal yaşantısına dair araştırmalar yapan Aydın Sevim, Cumhuriyet öncesi dönemden başlayarak yazlık ve yayla sinemaları dahil olmak üzere Mersin’deki sinemaların tarihine ve kent yaşamındaki rolüne dair bilgiler verdi.
İLK SİNEMA: CİNEMA PATHE
Mersin’de Cumhuriyet öncesi Cinema Pathe adlı gayrimüslimlerce işletilen bir sinemanın varlığı biliniyordu ancak bu sinemanın ne zaman açıldığı meçhuldü. Aydın Sevim, ABD merkezli Levant dergisinde ulaştığı bilginin kendisini 1913 yılına götürdüğünü söyledi. Sevim, Millet Bahçesi’nin olduğu yerde kurulan yazlık Cinema Pathe’nin Torosyan Kardeşler tarafından işletildiğini, sinemanın yanı sıra tiyatro olarak da işlev gördüğünü belirtti.
1922 SONRASI: OCAK’TAN GÜNEŞ’E
Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet döneminde ise 1922’de Türk Ocağı bünyesinde kurulan Ocak Sineması’nın önemine değinen Sevim, kentin ilk kapalı salon sineması olan ve Himaye-i Etfal (Çocuk Esirgeme Kurumu) mülkündeki bu sinemanın daha sonra Halk Sineması adını aldığını, Mustafa Kemal Atatürk’ün 1925’te burada sinema izlediğine dair bilgiler olduğunu aktardı.
Çocuk Esirgeme Kurumu’nun maddi sıkıntılar yaşaması sonrası, kurumun arazisi olan Çiçek Parkı’nın satılarak sinemada tadilat yapılmak istendiğini söyleyen Sevim, Halk Sineması’nın bir süre sonra yıkıldığını yerine sebze hali yapıldığını daha sonra ise yeniden Kurum Sineması adıyla açıldığını sözlerine ekledi.
Henüz elektriğin olmadığı koşullarda Halk Sineması’nda daha çok piyano eşliğinde sessiz sinema gösterimleri yapıldığını, genellikle filmlerin parça parça gösterildiğini belirten Sevim, bu yıllarda sinemanın daha çok bir kültür, buluşma ve sanat merkezi olarak düşünülmesi gerektiğini söyledi.
Sevim daha sonra Mersin’de 1937-1938 yıllarında yaptırılan Güneş Sineması’na dair bilgiler verdi. Programın izleyici ve konuklarından İrfan Tümer de Güneş Sineması’nın Sursok ailesine ait arazide Mithat Toroğlu, Yakup Ersoy ve Jozef Dakkak’ın ortaklığıyla açıldığını, Dakkak’ın daha sonra hisselerini Bahir Taylan’a sattığı bilgilerini verdi. Güneş Sineması daha sonra Mersin’de “Sinemacı Halil” olarak da tanınan Halil Eser tarafından işletildi.
HALKEVİ SİNEMASI
1946’da Vali Tevfik Sırrı Gür döneminde Kültür Merkezi’nde açılan Halkevi Sineması’na dair konuşan konuklardan Vahap Kokulu, buranın 600-700 kişi kapasiteli, balkonlu, localı modern bir sinema olduğunu söyledi.
60’LAR: GEDİZ, KAMER…
Türkiye’de sinemanın altın çağına girdiği 1960’lara gelene kadar Mersin’de bu iki kapalı sinema faaliyetteydi. 1960’ta Mehmet Gediz’in sahibi olduğu, yine Eser ailesinin işlettiği Gediz Sineması, 1965’te Reşat Karamehmet’in sahibi olduğu Kamer Sineması açıldı.
Yayının konuklarından Semihi Vural, Kamer Sineması’nın altı pasaj üstü sinema, en üst katı ise Reşat Karamehmet’in konutu olacak şekilde inşa edildiğini, burada tiyatro gösterilerinin de yapıldığını ve mekânın sadece bir sinema değil sosyalleşme alanı olarak hizmet verdiğini ifade etti.
Konukların verdiği bilgilere ve Şinasi Develi’nin daha önce “Mersin’de sinema” başlıklı yazısında aktardığına göre o dönemde hem Gediz hem Kamer Sineması’nın girişinde bulunan, Suriye ve Lübnan’dan Arapça kanalları gösteren televizyon da büyük ilgi çekiyordu.
BÜYÜK BİR TİCARİ YAPI: YAZLIK SİNEMALAR
Mersin, sıcak ikliminin de etkisiyle yazlık ve yayla sinema geleneğinin kuvvetli olduğu bir kentti. İlk yazlık sinema 1930’lu yıllarda Hamidiye Mahallesi İstasyon yakınlarında, bugün Abdülkadir Perşembe Okulu’nun bulunduğu yerde açılan Zafer Sineması’ydı. İrfan Tümer, buranın işletmecisi olan Mahmut Karakaya’nın daha sonra Hilal Sineması’nı çalıştırdığı bilgisini verdi.
Genellikle aile kurumları tarafından işletilen yazlık sinemalar Mersin’de bir hayli yaygındı. Kendisi de çocukluğunda bu sinemalarda çalışan Vahap Kokulu, Şark, Atlas, Yeni, Kösel, Halkevi, Çamlıbel Kokulu, Güneş, Neptün, Şan, Eser gibi kent merkezinden ta Pozcu Mahallesi’ne kadar uzanan yazlık sinemaların aynı zamanda makinisti, biletçisi, gazozcusu, akışçısı, her filmde yaklaşık 200 biletli seyircisiyle büyük bir ticari yapı oluşturduğuna dikkat çekti. Bir yaz ayında 15 sinemanın aktif olduğunu söyleyen Kokulu, Mersin ve Adana’nın bu özellikleriyle sinema şirketlerinin gözbebeği olduğuna vurgu yaptı.
YAYLA SİNEMALARI, SİNEMA ÇERÇİLERİ…
Havalar ısınınca yaylaya çıkan Mersinliler için de kahvelerde kurulan gezici sinemalar imdada yetişiyordu. Arı Sineması, Halkevi Sineması gibi büyüklükleri 300 ila 800 sandalye arasında değişen yayla sinemaları kurulduğunu anlatan Aydın Sevim, 1947’den sonra ABD ve Halkevleri’nin iş birliğiyle Toros dağ köylerini gezip sinema gösterimleri yapan “Sinema Çerçileri”ne de değindi.
MERSİN VE SİNEMAYA DAİR İLGİNÇ BİLGİLER
* Kamer Sineması’nın isminin Mersin ve Tarsuslular tarafından anket yoluyla belirlendiği söylense de neticede “Karamehmetler” çağrışımı yapan Kamer’in belirlenmesinde Reşat Karamehmet’in yönlendirmesinin rol oynadığı söylendi.
* 1928 doğumlu ünlü Rus kökenli Fransız sinemacı Roger Vadim, çocukluğunda Mersin’de bulunmuş ve İleri İlkokulu’nda okumuştu.
* Türk sinemasında yer edinmiş önemli Mersinliler arasında Atıf Yılmaz, Osman Şahin, Danyal Topatan gibi isimler yer alıyor.
* Eser ailesi Mersin’in en önemli sinema işletmecileri olmasının yanında İstanbul’da da Fitaş ve Dünya gibi sinemaları çalıştırıyordu.