Kooperatifçilik Okulu: Kadim Kavrama Yeni Soluk

Kriz günlerinden geçiyoruz; Türkiye’de olduğu kadar dünyada da…

Ekonomik sorunlar, sosyal adalet eşitsizlikleri, artan “yabancı” düşmanlığı ve yükselen popülizm… Belli ki hakim ekonomik ve siyasal paradigmaların iflasına şahit oluyoruz, bu iflasın sancılarını hissediyoruz. 1980’lerden beri başat neoliberal politikaların beklenen yıkımları ile tüm bu süreçte akamete uğratılan refah devleti politikalarının tampon mekanizmalarının yetersizliğini idrak ediyoruz.

Bu çaresizlik ve umutsuzluk ikliminde yeni dayanışma örüntülerinin filizlenmeye başladığını da hatırımızda tutmalıyız. Piyasaya güvenmemiş, mevcut üretim tarzının ekosistem üzerindeki etkilerini kavradıkça dehşete kapılmış, sosyal politikalardan beklediklerini bulamayan kişiler ve gruplar yeni dayanışma, işbirliği motifleri geliştirmeye soyunmuş durumdalar.

Kooperatifler yeniden gündemimize giriyor; sağlıklı adil gıdaya ulaşmayı amaçlayan topluluklar her yerde beliriyor; bilgi üretmenin, bunları geniş kesimlere ulaştırmanın yeni teknikleri gelişiyor. Paylaşmanın değeri tekrar hatırlanıyor. Mekanda ortaklaşmanın, mekanı ortaklaştırmanın yeni yolları keşfediliyor. Kısacası yeni bir siyaset biçimi yapmanın ilk emareleri filizleniyor.

Bu konjonktür içinde yoğunlaşan biraradalık arayışları ve girişimleri kooperatifçiliğin yine ülke gündemine gelmesine yol açtı. Yapı kooperatiflerin talihsiz mirasını taşıyan bu kurumların günümüzde bu kadar hızla romantik bir şekilde popülerleşmesinin ciddi riskleri olduğuna inanıyoruz. Zira kooperatifler kuruluşundan, işleyişine ve muhasebesine kadar detaylı ve teknik kurallara bağlı. Bu konuların yeteri kadar bilinmeden ve kavranmadan kurulacak kooperatiflerin sonucunun yapı kooperatifleri gibi olma ihtimaline karşı bir eğitim modülünün geliştirilmesinin çok büyük önem var.

Kültürhane kuruluşundan beri kooperatiflere büyük önem veriyor. Kooperatif ürünlerine ayrılan bir köşede Ovacık, Hopa, Zapatista, Kazova gibi kooperatif ürünlerine yer veren işletme zaman zaman düzenlediği sohbet ve etkinliklerle de Türkiye’deki kooperatifçilik gelişmelerinin kamuoyu ile paylaşılmasını amaçlıyor. 26-27 Ocak 2019 tarihleri arasında gerçekleştirilen Paylaşmanın Sanatı ve Zanaatı Festivali’ne Türkiye’nin önde gelen kooperatifleri davet edildi. Büyük ilgi gören ve övgü alan bu etkinlik sayesinde bu oluşumların birbirleri ve Mersin kamuoyu ile bu konudaki deneyimlerini paylaşmaları sağlandı. 

Bu haftasonu da kooperatifçiliği uzmanlarından ve emekçilerinden dinliyoruz. Önce kooperatifçiliğin tarihi ve politik özelliklerini tartışıp sonra işleyişindeki teknik detayları ele alacağız. Buluşmanın ikinci günü de farklı alanlarda kurulmuş kooperatif tecrübelerine kulak kabartacağız. 

11 Mayıs 2019- Kooperatifçilik:
10.00-12.45- Kooperatifçiliğin tarihi ve Türkiye’de kooperatifçilik: Metin Altıok (Kültürhane)
12.45-14.00- Öğle Yemeği
14.00-16.30- Kooperatif: Yapı ve İşleyiş: Yusuf Can Gokmen (Gençişi Kooperatif)
12 Mayıs 2019- Kooperatif Türleri ve Tecrübeleri
10.00-10.45- Kadın Kooperatifleri: Ayşe Gül Yılgör (Kültürhane)
11.00-11.45- Sosyal Kooperatifler: Güneş Kurtuluş (Sosyal Ekonomi)
12.00-12.45- Üretim Kooperatifleri: Ulus Atayurt (Bir+Bir) 
12.45-14.00- Öğle Yemeği
14.00-14.45- Eğitim Kooperatifleri: Yasin Sancak (BOM-İzmir)
15.00-15.45- Enerji Kooperatifleri: Umut Temizkan (Elektrik Mühendisleri Odası) 
16.00-16.45- Tüketim Kooperatifleri: Adana Ekin Tüketim Kooperatifi

Related

Müşterekler Okulu 13-14 Nisan 2019

"Müşterekler" üzerine farklı disiplinlerde çalışan araştırmacılarla olgunun siyasete, gıdaya, bilgiye ve kente dair anlam ve açılımlarını derinlemesine ele alacağımız iki günlük seminerler dizisine konunun her düzeydeki meraklısını bekliyoruz.

Read More

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *