“Müziği Anlamak” 1 yaşında: Sevdanın sesi viyola

Engin Aktuğ

“Derinden gelen bir ses, hüzünlü, sevdayı anlatıyor…”

Mersin Oda Korosu Şefi Engin Aktuğ, Kültürhane’de düzenlediği “Müziği anlamak” serisinin 1. yıl dönümündeki etkinliğinde viyolayı anlatmaya bu sözlerle başladı.

“Sevdanın sesi” başlıklı sunumu boyunca viyolanın ruha dokunan bir sese sahip olduğunu vurgulayan Aktuğ, aralarında Johann Sebastian Bach ve Johannes Brahms’ın da bulunduğu bestecilerin eserlerini dinleterek bu etkileyici enstrümanın şiirsel anlatımını izleyicileriyle paylaştı.

Viyola ile kemanın farkı

Yaylı çalgılar ailesinin ikinci üyesi olan viyolanın kemana benzemekle birlikte gövde büyüklüğü ve tellerin akort edildiği sesler açısından farklılıklar gösterdiğini belirten Aktuğ, “genizden gelen kendine has tınısı” sebebiyle hocalarının enstrümanı “Kemanın nezle olmuş hali” olarak tanımladığını aktardı ve şöyle devam etti: “Viyolanın kalın seslerde hâkimiyet, oturaklılık, orta seslerde dinginlik, huzur, ince seslerde de agresifmiş gibi, o uyumun dışına çıkıyormuş gibi bir havası vardır.”

Orkestraların denge unsuru

“Orkestraların orta ses düzeyindeki çalgısı” viyolanın ne çok tizlerde ne çok kalınlarda seyreden yapısı sayesinde bir denge unsuru olduğunu ifade eden Aktuğ, bu özelliğin enstrümanı armoni bütünlüğünü sağlamada önemli hale getirdiğini söyledi.

Belçikalı müzikolog ve besteci François-Auguste Gevaert’in “Erkek sesi ile kadın sesi arasında olan viyolanın hakkında bir karara varılamayacak kadar karışık bir karakteri vardır. Viyola, ızdırabın, kederin ve duygunun düşkünlüğünün anlatımına yarayan boğuk, sevdalı bir sestir” sözünü yorumlayan Aktuğ, “Kadınlarda ve erkeklerde ortak duygu noktalarını en iyi yansıtan çalgı” olarak tanımladığı viyola için “Orkestradaki en ince seslerle en kalın seslerin arasını buluyorsa kadın ve erkek duygularının da orta yolunu buluyordur” dedi.

İcadın değil evrimin ürünü

Viyolanın tarihçesine dair de bilgi veren Aktuğ, enstrümanın bir mucidi olmadığını, yüzyıllar içerisinde evrim geçirerek bu noktaya geldiğini ve bu yönüyle bir icat değil, bir gelişmişliğin ürünü başka bir deyişle gelişen bir çalgının vardığı son nokta olduğunu ifade etti.

Viyola eğitimi

Aktuğ, viyola çalmayı öğrenmek isteyen çocuklara önce keman eğitimi verildiğini, enstrümanın büyük yapısı nedeniyle öğrencinin ancak gerekli fiziksel gelişimi tamamladıktan sonra viyolaya geçebildiğini de sözlerine ekledi.

Related

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *