Mersin’den nitelikli bir restorasyon örneği: Boğaziçi Üniversitesi Tarsus-Gözlükule Kazıları Araştırma Merkezi

Sema Uğurlu Canpolat

Gözlükule Höyüğü tabakalaşmasında araştırmalar sonucu ulaşılan ilk köy günümüzden 9 bin yıl öncesine tarihleniyor. Bu köy zamanla büyüyüp genişliyor ve binlerce yıl sonra insan yerleşiminin kesintisiz devam ettiği Tarsus’un ilk yerleşimi olarak karşımıza çıkıyor. Gözlükule Höyüğü’nde ilk arkeolojik çalışmalar 1930’lu yıllarda ABD’li bir ekip tarafından başlatılmış, günümüzde ise bu alandaki arkeolojik çalışmaları Boğaziçi Üniversitesi sürdürüyor.

Tarsus Çırçır Fabrikası 19. yüzyılda Çukurova’da artan pamuk üretimine paralel olarak açılan ilk endüstri yapılarından biri. 19. yüzyılın ikinci yarısında İngilizler tarafından inşa ediliyor, 1980’lere kadar işlevini koruyor. Sonrasında bir süre depo olarak kullanılıyor ve terk ediliyor. Fabrika çalıştığı 100 yılı aşkın süreçte kent ekonomisine katkısı sebebiyle kent belleğinde güçlü bir yer ediniyor. Tarsus Çırçır Fabrikası 1995 yılında Kültür Bakanlığı’nın Tarsus tarihi kent merkezine yönelik başlattığı proje alanlarından birinin içinde kalmaktaydı ve 2000 yılında kamulaştırıldıktan sonra 2001 yılında bir kısmı; 2013 yılında ise tamamı Boğaziçi Üniversitesi’ne tahsis edildi ve böylece bu endüstri mirasını yok olmaktan kurtaran ve araştırma merkezini bugünkü duruma getiren süreç başlamış oldu.

Araştırma Merkezi hem mimari açıdan hem de kurumlar arası işbirliği açısından örnek bir proje. Tarsus tarihinde önemli bir yerde duran Çırçır Fabrikası’nın, Tarsus’un ilk yerleşimi olan Gözlükule Höyüğü’nde yapılan arkeolojik araştırmalara ev sahipliği yapıyor olması yapının dönüşüm hikayesinde çok anlamlı bir yerde duruyor. Bu denli özel bir işlev kazanmasının yanında Tarsusluların da kullanabileceği bazı ortak alanları kentle paylaşıyor ve böylece kente entegre oluyor. Araştırma Merkezi geçtiğimiz yıl Avrupa Kültürel Miras Ödülleri/Europa Nostra jürisi tarafından ‘Koruma Dalı’nda ödüllendirildi.

Araştırma merkezinin nitelikli restorasyonunu bu sayfaya sığdırmam mümkün değil. Merak edenler Megaron’un 11. bölümünde proje müellifi ve uygulama sorumlusu Y.Mimar Saadet Sayın’ın aktardığı değerli bilgileri ve restorasyon projesini anlatan sunumunu izleyebilirler.

Ülke genelinde olduğu gibi Mersin’de de restorasyon projeleri konusunda çoğu kez sınıfta kalsak da ne mutlu bize ki bu muhteşem kompleks şehrimizde yer alıyor.

Fotoğraflar: Ömer Kanıpak  

Limonata sayımızı okumak için tıklayın.

Kültürhane Menü/Dergi (Tüm Sayılar)

Related

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *