İki nehrin arasında devridaim dayanışma

Mithat Fabian Sözmen

70’lerine merdiven dayamış bir kadın. Üç çocuğunun parasız şekilde okuyup üniversiteyi kazanması adına emek verdiği Dayanışma Okulu’na artık kendisi için geliyor. İspanyolca derslerine giriyor ve İspanyol Edebiyatı okumak istediğini söylüyor. Aldığı derslerin karşılığında okulun sekreterliğini üstleniyor. Artık üniversite öğrencisi olan çocuklarından biriyse okulun öğretmen kadrosuna katılmış, başka gençlerin hedeflerine yardımcı olmak için ders veriyor…

Yunanistan’ın başkenti Atina’ya bağlı Moshato’da yer alan Mezopotamya Dayanışma Okulu’nun (MDO) mümkün kıldığı bu devridaimde adını hiç anmadığımız bir şey var: Para. Bu anekdotu bizlerle paylaşan Bediz Yılmaz’ın vurguladığı gibi okuldan faydalanmış bir genç zorunda olmasa da “borcunu” ders vererek ödemeyi seçiyor. Aslında “borç” ödemiyor, mevcudun dayatmalarına meydan okuyan bir toplumsal yapıyı işler kılıyor. Yılmaz’ın dediği gibi bu döngü bir mahalle duygusu yaratıyor: Parasal değil ancak toplumsal bir bağ, birlikte yaşadığın insanlara karşı sorumluluk hissi.

Umutlu Dayanışma Atlası’na Ege’nin karşı kıyısından konuk olan Hristo Korolis, Mezopotamya Dayanışma Okulu’nun hikâyesini ve “Zaman ve Dayanışma Bankası” adı verilen bu sistemi nasıl işler kıldıklarını anlattı. 

Öncelikle belirtelim, okulun adı Mezopotamya çünkü Mezopotamya Yunanca “iki nehrin arası” demek ve Moshato, Kifissos ve Ilissos nehirlerinin arasında bulunuyor. Okul, ülkenin başına ekonomik açıdan büyük dertler açan 2004 Atina Yaz Olimpiyatları’nın hızlandırdığı neoliberal dönüşümden rahatsız olan kentlilerin yerel bir inisiyatifi olarak 2003’te kuruldu. 

“Panayır kapitalizmi” olimpiyatların tüm ulus için bir festival olduğu yanılgısını sol partilere dahi kabul ettirmişken Moshato’da güçlü bir direnç ve dayanışma refleksi açığa çıktı. Uzun süredir bir göçmen ülkesi olan ve bu halin farklı yansımalarını barındıran Yunanistan’da göçmen düşmanlığına, milliyetçiliğe karşı mücadele etti. 

Kapitalist talan ilerleyen yıllarda gemi azıya aldı ve ülkenin iflasına varılan süreçte MDO da yerel bir aktör olmaktan çıkarak ulusal nitelik kazandı. 2011 Sintagma Meydanı eylemleri ve sosyal medyanın hayatlara girmesi MDO’nun biçim değiştirmesinde önemli rol oynadı. Sintagma’dan etkilenenler, aşağıdan demokrasi, eşitlik gibi taleplerinin MDO’da halihazırda işlediğini gördü ve kendi deneyimleriyle bunu geliştirdi. Aynı yıl “Zaman ve Dayanışma Bankası” hayata geçirildi.

“Toplum birlik halinde işlemesi gereken bir yapıdır”, “Temel ihtiyaçlar herkesin ihtiyacıdır” diyen Korolis’in bu vurguları önemli. Çünkü yine Korolis’in ifadesiyle “Zaman Bankası sistemi eğer çevrenizdeki insanların gerçek ihtiyaçlarına dayanmayan bir şekilde yürütülürse kolaylıkla neoliberal bir deneye dönüşebilir.” MDO ise yalnızlaştıran, bölen, parçalayan, yutan neoliberal rüzgarın karşısında halkın “değiş-tokuş eden” ve “topluma geri veren” bir sistemle nasıl dayanışma araçları üretebileceğinin güzel bir örneği.

Related

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *