Nar (Şubat 2021) Menü/Dergi

Kültürhane Menü/Dergi’nin Şubat 2021’de yayımlanan sayısı. Derginin tamamını PDF formatında okumak ve indirmek için üstteki link’e tıklayın.

Nar Hanesi

Kültürhane’nin resmi açılışını yaptığımız 24 Eylül 2017 akşamı o gün bizi yalnız bırakmayan kalabalığı Turgut Uyar’ın “Çokluk Senindir” şiirine atıfla “Çokluk Bizimdir” diye tarif etmiştim. O kadar farklı kesim ve görüşten ne kadar çok dostumuzun bizimle olduğuna işaret ederek yine şaire atıfla “O yüzden ben bilirim siz de bilin; ilk aydınlık bizimdir…” diyerek bitirmiştim yazıyı.

Şimdi aradan geçen yüzlerce haftanın ardından ve meramımızı matbu hale getirdiğimiz Menü’nün 12. sayısının içeriğini düşünürken yine bir anda aynı aydınlık hissiyatını taşıyorum.

Sevgili Tuncer Bey’in çeşit çeşit esnaf ve sanatkar balığı bir araya getiren, rahat rahat türlü türlü ıslanılabilen bir suya benzettiği,  Burçak’ın benzersiz işler çıkaran beş benzemez mahallesi olarak tarif ettiği bu mahallenin çokluğu açılışından beri artarak sürüyor gerçekten. Hane diyoruz sıklıkla ama sanırım bir sürü nar tanesinden oluşan bir file galiba daha ziyade. Nar tanelerinin hanesi, nar hanesi…

Öyle ya Aysun’un buzdolabının kalabalığı Kültürhane’nin filesinde de de aynen görülebilir. Çitta’nın, Solinova’nın, Mersin Yabanlarının, Rima’nın yapıp ettikleri, üretip sundukları Kültürhane’nin damak ve dimağ servislerinde sık sık yer alıyor.

Kültürhane’nin mekanı ve sayfaları gıda ürünlerinin sadece kendilerine değil, üretim süreçlerine de bol bol ev sahipliği yapıyor. Bu sayıda da Alper’in, Aysun’un ve Bediz’in köşelerinde okuyacağınız Salman Abi’nin sebze üretim alanı da Solinova’nın kentsel tarım saha ve kadınları da Kültürhane mahallesinin parçası sayılır.

Karnımızı sağlıkla doyuranların yanında ruhumuzu sanatla aydınlatanlara da Kültürhane’de sıklıkla rastlayabilirsiniz biliyorsunuz. Kapalı mekanlardan uzak durmaya çalıştığımız bu salgın günlerinde bu rastgelmeler kolay değil elbette. O yüzden biz de nar hanesini farklı mecralara yaymaya çalışıyoruz.

Geçen Menü’ye de adını veren bu sayıda da Abidin’in kaleminden okuyabileceğiniz “El Emeğinin Suretleri” sergimiz bu çabamızın en güzel örneği, kapalı alana girmeden, eseri görüp, sanatçıyı dinleyeceğiniz bir buluşma oldu “yarı-açık sergimiz.”

Çok sevgili Hakan’ın Fernando Pessoa ile olan yakınlığı sayesinde “modern edebiyatın en çarpıcı ve tuhaf isimlerinden birini” nar hanemizde ağırlamanın da bir yolunu bulduk. Hakan’ın kolaylaştırıcılığında ve internet ortamında buluşup Pessoa’nın öykülerini, şiirlerini ve huzursuzluğunun kitabını konuşuyoruz nicedir.

Hane mecralarımızda ev sahipliği yapamadığımız sanat çalışmalarından bahsetmekten de geri durmuyoruz bir yandan. Bu sayıda Veli hocamızın küratörlüğünde açılan Frekans A’nın sanatçıları ile Aysun kalemiyle sayfalarımızda buluşuyoruz.

Sadece üretenler ve üretimler değil geçmişin hatıraları, “olamamanın”, kaybolmanın anıları, anıtları ve fantezileri de Kültürhane’de aklımıza düşüyor sıklıkla. Bu Menü’de mesela Burçak bizi çocukluğumuzun oyuncaklarına, oyuncakçısına götürürken, Mithat da Mersin’in boşa düşmüş hayallerinin mezartaşları arasında ve unutulan geçmişimizin bit pazarına düşmüş yıkıntıları arasında gezintiye çıkarıyor.

Ezcümle boşuna değil yani kendimizi ennn güney kampüs ilan etmemiz. Tüm bu kalabalık insan manzarası, farklı konuların ve alanların varlığı, sanat, emek ve özgürlüğe verdiğimiz kıymet Boğaziçi’yle özdeş çeşitlilik ve direnişle bir yerlerden akraba gibi geliyor bize.

Sözü Turgut Uyar’dan açtık madem, Haydar Ergülen’le bitirip nara giderek bitirelim:

“ev ki nar gibi içiçe bahçe

kadın aşka bahçe, deli sarmaşık

tutunup aşkına hemen nara gidelim

Nârın elinden kopardık şu aşkı diyelim”

-nar-

Ulaş Bayraktar

Related

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *