Yeni bir Bauhaus Okulu Doğuyor

Sema Uğurlu Canpolat 

Dünyanın bir yıldır baş etmeye çalıştığı pandemi hepimizin hayatında birtakım değişimlere yol açtı. Hem dergide hem de Megaron’un youtube programlarında içinde bulunduğumuz durumun yarattığı değişimlere karşı mimarlık ve tasarım dünyasının sunduğu çözümlere, yeni projelere ve tartışma konularına olabildiğince yer vermeye çalıştık. Derginin 2020 yılı son sayısında da Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in geçtiğimiz aylarda duyurduğu tasarım odaklı yeni bir Bauhaus Okulu kurma planını ve bu okulla neleri amaçladıklarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Öncelikle kısaca Bauhaus Okulundan başlayalım. Endüstri devrimi sonrası yaşanan teknolojik gelişmeler ve savaşların ortaya çıkardığı yıkımlar, sanat ve düşünce alanlarını etkilemiş ve yeni arayışların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştı. Bauhaus Okulu 1919 yılında, Weimar’da tam da bu nedenle değişen dünyada yeni ‘yapı’ üretimini yani ‘mimarlığı’ merkeze koyan ve diğer tüm sanat disiplinlerinin yapıya hizmet etmek üzere örgütlenmesi gerektiğini savunan bir eğitim sistemi ile öğrencilerini yetiştirdi ve yeni bir mimari akımın öncüsü oldu. Bugünden bakıldığında mimarlık tarihinin kırılma noktalarından biri olduğu ayrıca bir okuldan da öteye geçerek bir ‘mimari ekolü’ temsil ettiğini söylemek mümkün. 

Ursula von der Leyen Ekim ayında yaptığı basın açıklamasında, Avrupa Birliği’nin 750 milyar avroluk koronavirüs iyileştirme planı içerisinde yeni bir Avrupalı Bauhaus kuracaklarını duyurdu. Günün koşullarına uygun, ekonomik, çevresel ve sosyal yararları da beraberinde getiren bir sistemik değişime ihtiyaç olduğu ve bu ihtiyaca da geniş katılım, yenilik ve yaratıcılıkla ulaşılabileceğini, bu sebeple yeni Bauhaus’u kuracaklarını açıkladı. Mimarlar, öğrenciler, sanatçılar, mühendisler, tasarımcılar ve girişimcilerin bir arada çalışacağı ortak bir yaratım alanı oluşturulacak. Böylece yeni Bauhaus bilim ve teknoloji dünyası ile sanat ve kültür dünyasını bir arada tutan, içinde bulunduğumuz durumun getirdiği zorluklara karşı endüstri ve nitelikli tasarım birlikteliği ile sürdürülebilir çözümler sunan yeni bir hareket başlamış oluyor. 

Bu yeni hareketin 20. yüzyılın Bauhaus’u kadar etkin olup olmayacağını şüphesiz zaman bizlere gösterecek. Ancak yaşadığımız günlerin pek çok dönüşümü, yeniliği beraberinde getirdiği ve daha fazlasına gebe olduğu ortada. Mimarlık ve tasarım dünyası merak ve heyecanla yeni Bauhaus’ta neler konuşulup neler üretileceğini bekliyor. 

Related

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *